Ada’dan selamlar

Merhaba, Bu yaz başında Londra'ya taşındığım için Istanbul'daki son ve Londra’daki ilk aylar epey yoğun geçti. Bu süreçte farklı tecrübeler ve heyecanlar yaşadım fakat böyle geçiş süreçlerinin kötü yanı da…
Jabra Evolve 75 kullanım notları

Jabra Evolve 75 kullanım notları

Selamlar, yaklaşık 6 aydır kullandığım ANC özelliğine sahip Jabra Evolve 75 ile ilgili deneyimlerimi paylaşmak istedim. Bu tarz ürünleri satın almadan önce denemek pek mümkün olmadığı için başkasını deneyimleri daha…
Devops bir kültürdür diyen Devopsçu

Devops bir kültürdür diyen Devopsçu

Son zamanlarda sık karşılaştığım ve garip karşıladığım bir konu. Özellikle eğitim, etkinlik veya seminer gibi ortamlarda konuşmacılara “Devops nedir?” diye sorulunca kasım kasım kasılıp “öhöm-köhöm…Efenim Devops bir kültürdür…” diye cevap veriyorlar. “Her şeyden önce bu bir kültür… Tool’ları kullanabilirsin, CI/CD, otomasyon, pipeline falan filan ama önce kültür kültür kültür….” Napıyorsunuz kardeşim, töreleriniz ananeleriniz var mı mesela? Juniorlar seniorlar varken ayakta mı bekliyor? Ya da kodu canlıya alınca adak mı kesiyorsunuz. Sanki sistemcinin/networkçünün önüne bir sistem bir de restart düğmesi veriyorlar akşama kadar kapatıp açıyor, başka tool, yazılım veya prensip yok işin içinde. Ama Devopsçu öyle mi? Adam kültür ataşesi, düşünür, felsefeci… Tamamen kişisel görüşüm olmakla birlikte bu tarz tanımlamaların karşı tarafta bir antipati yarattığını düşünüyorum. Yani sana senin işinin ne olduğunu, içeriğini ve işleyişini soruyor insanlar. Sen ise 10 yıllık bir meslek türü için hikaye yazıyorsun. Biraz da şey gibi geliyor bana, bizim işler dışarıdan basit göründüğü için uzmanlar rahatsız olup işin zorluğunu vurgulamaya çalışıyor. Yani bak, öyle iki tool kullandım, bi tuşa bastım değil olay, aslında ilim icra ediyoruz burada demek istiyor kişi. Bunu da söylerken öyle başarısız öyle yanlış ifade ediyor ki kendini. Malesef itici bir tablo çıkıyor ortaya. Sen insanlara senin işinin ne olmadığını değil ne olduğunu anlat. Bırak zormuş kolaymış kültürmüş birikimmiş mirasmış adam masanın başına oturunca ter dökerken anlasın. Benim çok hoşuma gidiyor insanlara yaptıklarımı anlatmak. Hatta anlatırken de öyle yüzeysel ve anlaşılır anlatıyorum ki adam yarım saat dinleyince “Ne güzel iş lan! Ben neden yapmıyorum?” diyor. Bir yarım daha konuşunca zaten neden yapmadığının yanıtını buluyor. Tabi bu sadece devops mühendislerinin yaptığı bir şey değil. Bakmayın ortaya onları meze ettik. İşlerinin bir kısmı da şirketlerin çalışma, düşünme…
RDP’den restart ettiği makine açılmayınca “Update mi var acaba?” diyen sistemci

RDP’den restart ettiği makine açılmayınca “Update mi var acaba?” diyen sistemci

Aslında temiz adamdır bu. İçini ferah tutar canını sıkmaz. Neticede yaptığı işe güvenir. Taa ki restart edilen makineden bir kaç dakika geçmesine rağmen ping gelmeyene kadar. Şimdi sen yaptığın işten eminsindir de omzundan izleyen iki üç adam varsa onları sakinleştirmek adına bir kaç kelam etmek gerekir. Genelde bu durumda “Update vardır ya gelir birazdan” gibi klişeler ortamı yatıştırmaya yeter de artar bile. Hele bir de ortamdakilerden biri “Tabi abi, geçen bizde falanca yerde filanca sunucuyu restart ettik 2 saat gelmedi arabaya bindik gittik baktık update varmış” gibi başka bir çalışmadan referans verdi mi tamamdır. Yalnız 10. dakika sonrası ekipte “Bir hava mı alsak?” başlığı altında Çay-sigara koalisyonları baş göstermeye başlar. Tabi onlar rahat ama bizim restart emrini veren sistemci arkadaş gergindir. Neticede emri o vermiştir. Omzundaki sorumluluk her dakika giderek artmaktadır. Ayrıca her geçen dakika ortamdakilerin desteğini kaybettiğini hissetmeye başlar. Her kafadan bir felaket senaryosu çıkmaktadır. -Kesin patlattık(n) makinayı. -Yok abi update olsa şimdiye gelirdi. Kesin sıkıntı var makinada zaten belliydi. -Bizim bir arkadaş var Tencere İmalat firmasında sistemci. Aynı yaştayız. Lavuk sunucuyu restart edip atlıyor uçağa Tayland’a makine açılmadan geri geliyor. Bizimki yeni bir CMD açar bir ping daha yapıştırır, gelen giden yoktur. Yanındakilere "vCenter’ın şifresi neydi yav" der? O andan itibaren vCenter şifresi büyük bir kaosa dönüşür. Yanlış girilir vCenter kilitlenir. Hostların şifreleri zaten hak getire. Sistemci o an kuş olmak, kuş olup da uçmak DataCenter’a konmak ister ama ne çare. Bir süre sonra vCenter’ın şifresi bulunur (123!Abcd), sanal makinaya konsol atılır görülür ki makine update yapılandırma ekranındadır. Ekranda “lütfen ellemeyin update yapıyoruz” gibi bir ibare vardır. Adamımız rahat bir nefes almış ve arkasına yaslanmıştır. Sorun çözülmüş müdür? Hayır. Ama tespitte haklı çıkılmıştır. Bu gelecek…
Çamaşır makinemi nasıl Azure’a deploy ettim?

Çamaşır makinemi nasıl Azure’a deploy ettim?

Biliyorum bu mecralarda çok fantastik şeylere şahit oldunuz. Iphone 4S’e XP kurmak, Xbox’ta playstation oynamak, Macbook’a Windows kurmak. Şimdi bunların hepsini unutun. Size Arçelik çamaşır makinesini Azure’a nasıl deploy ettiğimi…
Bir Outlook 2000 kullanıcısının beklentileri

Bir Outlook 2000 kullanıcısının beklentileri

Geçtiğimiz günlerde bir müşteri Outlook 2000’den Exchange Online’a bağlanamadığını belirtti. Evet yanlış okumadınız 2013 değil 2010 değil 2007 değil tam tamına 2000. Dedim üstat bir bağlantı ver sen neyin üstüne…