Kaç dakikalık işin kaldı diye sorulunca “5 DK” diyen IT’ci

Kaç dakikalık işin kaldı diye sorulunca “5 DK” diyen IT’ci

Bilenler bilir sektörde altın bir kurar vardır. Ister bir son kullanıcı masasında ister datacenter’da olsun size işinizin ne kadar daha süreceği ne zaman biteceği gibi bir soru iletilirse asla kısa zaman dilimleriyle cevap vermemelisiniz. Eğer bir cevap verilecekse bu cevabı şu formüle göre vermelisiniz.

Bu sayede hem hata yapıp baştan başlama hem de bir ihtiyaç molası verme şansınız olur. Ayrıca bu formülü kullandığınız taktirde asla işiniz 5 dakikadan fazla sürmeyecektir.
Fakat ne zaman ki “Abi beş dakikalık işim kaldı” derseniz işte o an bilgisayarın başına kamp kurduğunuz andır. Hadi sadece iş uzasa neyse. Bilgisayarın sahibi sürekli gelip sizi açık e harfleriyle “Meeemet Bey’in beklediği mailler vardı acil göndermem lazım” diye darlar. Datacenter’daysanız işten az anlayan bir adamı başınıza dikerler. Bu arkadaşın tek derdi servisi kaçırmamaktır. “Abi bak 5’e 10 kala servislerin orda olmam lazım, olmuyorsa yarın devam edelim” diye darlamaya başlar. Hadi bakalım bir de bu arkadaşın servisi kaçırıp kaçırmamasının sorumluluğu da sırtımıza yüklendi. Sen o ara “Ulan loglara baksam aslında sorunu bulurum ama şimdi uğraş dur, ya olmazsa? En iyisi mi yeniden kurayım daha 1 saat vakit var 1 saate kurarım” gibi git-gellerde boğulmaktasındır.

Tabi bununla bitti mi? Hayır. Bilenler bilir “Datacenter soğuğu” diye bir şey var. Dışarısı 32 derece olduğu için Bermuda şort-tişört kombiniyle giriş yapılan Datacenter’da ilk yarım saat devrildikten sonra motordan garip sesler duyulmaya başlanır. Klimalar harul-hurul üflerken işin uzamasından kaynaklı iç hararet de epey artmıştır. Tabi bu sıcak-soğuk çatışması bir yerde patlak vermeden olmuyor 😊 Biçare başına dikilen arkadaşa sorarsın klimaları kapatabiliyor muyuz diye? Yanıt güldürmez: “Abi valla klimalar merkezi ya kapanmıyor. Naptın servisi kaçırmayız dimi?”

Şimdi böyle bir anı yaşamamış arkadaşlara abartı gelir ama 5 dakikaya biter çıkışta çay çorbaya gideriz diyen nice babayiğit 13-14. saat sonunda üretici firmadan hintli arkadaşların yardımıyla ancak çıkabilmiştir işin içinden. Son kullanıcı bilgisayarlarında da “oo beş dakkalık iş yav” diye girişilen nice iş makineye format üstüne format çakılmasına rağmen çözülememiştir. Her formattan sonra adeta “yine geliyorum Yılanoğluu” diyerek aynı problem yine çıkagelir. Sen vurdukça daha da güçlü gelir. Artık öyle bir noktaya gelirsiniz ki sadece kullanıcıyı işten atmak problemi çözecektir.

O yüzdendir ki bu yazıyı yazmayı ve sektörde yeni arkadaşları uyarmayı kendime borç bildim. Halbuki fazladan sallasan ne olur? Siz siz olun bu konuda süre belirtirken bonkörlüğü elden bırakmayın.

Comments

No comments yet. Why don’t you start the discussion?

Leave a Reply