Merhaba,
Blog yazmak, benim gözümde her zaman havalı ve faydalı bir aktivite olmuştur. Özellikle blog’daki içerik, okuyanlara bir değer katıyorsa kesinlikle eski köy-kasaba hayratları kadar topluma fayda sağladığını düşünüyorum.
Burada “Değer katma” kısmına bir parantez açmak isterim. Günlük işlerimizi gerçekleştirirken daha önce karşılaşmadığımız veya hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığımız durumlar, cihazlar ve terimler ile karşılaşabiliyoruz. Karşılaştığımız bu kavramlar muhakkak çözmemiz gereken problemin bir parçası oluyor. Bu aşamada en kısa sürede en çeşitli bilgiyi (kısa açıklamalar, grafikler, video anlatımlar) internette bulabileceğimizin farkındalığı, bizi hemen tarayıcımızın adres çubuğuna yönlendiriyor. İşte bu dakikadan sonra iyi bir google kullanıcısı iseniz çıkan sonuçların özet bilgilerinden kısa sürede aradığınız yanıtın hangi websitesi içerisinde bulunduğunu kavrayıp son bir tıkla cevabınızı alıp çıkıyorsunuz.
Peki daha önce yaptığınız aramalar sonucunda karşılaştığınız sonuçların neredeyse %90’ının ücretsiz ve bireysel çabalarla paylaşılmış tecrübeler olduğuna dikkat etmiş miydiniz? Mesleki ve kişisel blog siteleri, forumlar, makaleler, sosyal medya profilleri ve hatta kullanıcı yorumları. Bu konuda anlamı güçlendirmek için bazı ilgi çekici ve olağanüstü istatistiklere değinmek istiyorum. 2020 Ocak itibariyle internet üzerinde 1.74 milyar websitesi bulunmakta. Tahminlere göre yazının icadından bu yana yazılan tüm yazıların onlarca milyon katını internete içerik olarak girmiş bulunmaktayız. Ve bu içeriklere dair google üzerinden günlük ortalama 7 milyar arama yapmaktayız. Bu aramaların ise sadece %15’i daha önce internette hiç aratılmamış özgün sorulardan oluşuyor.
Biraz yukarıda bahsettiğimiz google araması, günlük ve orta düzeyde bir bilgiyi edinmek için ortalama 1 dakikamızı almakta. Fakat bu bilginin internete içerik olarak girilip paylaşılması ise minimum 15 dakika, düzenli bir altyapı ve muhtemelen içeriğin büyüklüğüne göre bir bütçe gerektiriyor.
Hal böyle olunca yaptığım aramalar sonucu veya düzenli olarak ziyaret ettiğim blog’lara kendimi hep borçlu bilirim. Neticede ciddi bir emek ve süreklilik sonucu bilginin ücretsiz paylaşımı söz konusu. Bu bilgi paylaşımı ile kendine değer katıp bir başka deyimle “tüketip” üretmemek beni her zaman içten içe rahatsız etmiştir. Fakat gün itibariyle mesleki/günlük tecrübelerimi, düşüncelerimi ve ilgimi çekenleri blog’umda paylaşıyor, internete olan borcumu ödüyor olacağım.